6 Şubat 2008 Çarşamba

Soluk siyah, kirli beyaz

Sinirimi bozan bir şey var. Yurtdışında yüksek öğrenime 'kabul alma' maksadıyla, konuyla ilgili olanların malumu, alınması gereken sınavlar ve içerikleri canımı sıkan. Sınavların genel formatı, çektirdikleri fiziki ve zihni ızdırap faslını geçiyorum. Başka yazıya da bırakmıyorum. Ama bir konu var ki dikkatimi çeken, ya da sırf bana dokunan bilmiyorum, belirtmeden geçemeyeceğim. Dikkat ediyorum, işlenen metinlerin ya da topun size atıldığı writing, speaking kısımlarında verilen başlıkların büyük bir kısmı acayip ihtilaflı (controversial) yani tartışma taraflarının kendileri dışındakileri pek de ikna edemedikleri konular. Nature versus nurture, yok efendim hayatta pragmatism mi onemlidir idealism mi, arzu edilen başarıya ulaşmak için yapılan fedakarlıkların çizgisi var mıdır yok mudur, davranış dediğimiz mevzu insana özgüdür de kalıtımına mı bağlıdır yoksa maruz kaldığı çevre şartlarına mı, daha neler neler. İnsanların yıllarını harcayıp, üzerine sayfalarca yayınlar çıkardıkları konular hakkında sizden yirmi bilemediniz otuz dakika içinde kendi içinde tutarlı, sofistike, 'i personally belieeeeve that this is a pencil' ingilizcesi içermeyen bir söylem ve metin geliştirmeniz bekleniyor. Ya da benzer bir konuda dinledikleriniz hakkında bir-bir bucuk dakikalık ufak bir konuşma.

Şimdi ben burada, "vay efendim felsefe ve toplumbilimcilerin alanına tecavüzdür bu! nasıl yaparlar bunu körpecik öğrencilere!" tarzı sıkıcı bir üslup geliştirme niyetinde değilim. Değilim çünkü iş o kadar basit değil. Ama bu durum söz konusu yöntemi sorgulamayacağım anlamına gelmemeli. Lanetlemekten bahsediyordum daha önce, konuya sıkıcı çözümler bulup kendi dediğini kabul ettirmeye çalışan zihniyeti. E tabii yüzkusur dolar verip, işinizi gücünüzü aksatan bir sınavda da böyle Don Kişot vari hareketlere girmek de çok afedersiniz göt, boş zaman biraz da şişkin cüzdan ister. Bu bizim tarafımızdan alınan poz. Peki bu testleri hazırlayanlar ne düşünüyor bu soru bankalarını hazırlarken? Maksat akademik yabancı dil yeterliliğini ölçmek olduğundan dolayı, gidip haliyle akademik dünyadan metinler ya da alıntı sözler getiriyor, soyut olandan somut olanı çıkarmanızı bekliyorlar. Ya da beklemiyorlar bilmiyorum, belki de ben gereğinden karmaşık düşünüyorum olayı. "Bak ekrana, koyul klavyeye, yaz bize düzgün bir şey, biz de verelim senin notunu" mu diyorlar? Eğer buysa (ki ben öyle olduğunu düşünüyorum) durum, ben buna karşıyım ve biliyorum, elimden hiçbir şey gelmez şu aşamada. Cuma öğlen gidip paşalar gibi TOEFL IBT sınavına gireceğim ve din dersinden 5 almak için yazdıklarına inanmasa da yazmaya devam eden, ayıya dayı diyen ortasonda okuyan öğrenci kıvamında idealizmi pragmatizme karşı savunacağim (ya da tam tersi, o günkü havaya bağlı). Ama durumun farkında olup da bunu yapmaktan içim rahatsız. Birçok insan da buna benzer birçok olayı yaşarken, ne olup bittiğini biliyor ama üç maymunu oynayıp yoluna devam ediyor. Geriye sadece sıkıcı, spekülatif, bir yere bağlanmayan tartışmalar çıkıyor.

Bugün Haluk Şahin Radikal'deki köşe yazısında "demokrasilerde hayat çoğu kez grinin tonları arasında bir itiş kakış olarak geçer." demiş.O itiş kakış maalesef kendi siyah-beyazlarına sizi çekmek isteyenlerin kontrolünde. Kendini, kendine Gri olarak niteliyenler olay 'gerçek boyut'a taşındı mı ister istemez Siyah ya da Beyaz demek zorunda kalıyorlar. Kimine göre hayatını adayıp, bir 'açıklama' getirmek ve 'çerçeve' çizmek adına case-study üstüne case-study yapacağın bir engin deniz; kimine göre ise "Bu sistem uygulanabilir bir şey değil, olmaz, çöktü zaten" ya da "Olur mu abi, bak şu anda şurada hala uygulanıyor, insanlar benimsemek istedikten (istetildikten) sonra bal gibi de uygulanır" şeklinde iki dakikalik, 'aklın yolu bir' mantığı çözümleri olan, pek de uygulama yönünde ümit vadetmediğinden dolayı biraz hor görülen, gereksiz bir entelektüel iştigal. İki taraf da aynı TOEFL'a giriyor, muhtemelen aynı puanı alıyor, yoluna devam ediyor. Başta demiştim ya, derdim bu sınavların kendileriyle değil dolayısıyla, niyetdışı olarak bana düşündürdükleri.
Gri ve zor bir hayat var önümüzde.

Hiç yorum yok: