1 Şubat 2008 Cuma

Soluk-lanalim


Sanirim yukarida calan (bu yaziyi okumadan once merak edip play tusuna basmis olmaniz gerekiyordu) parcaya oldum olasi hep bir yerlerde rastladim, rastlatildim; kendimden gecer bir vaziyette dinleyip, dinlerken dalip gidip, sonra da yoluma devam ettim. Bizim kusaga maledilmesi biraz zor ama en azindan bizim kusagin pek cok anne-babalari tarafindan sahiplenilmesi muhtemel gibi geliyor. Procol Harum'un (bu grubu ben bilmiyordum acikcasi daha onceden) belki de en cok bilinen parcasi, 'A Whiter Shade of Pale'. Sarkiyi annem gibi 60'larin o cicek-bocek ortaminda, mini etekli beatles hayrani kizlar ve bol paca pantalon oglanlarin fink attigi o donemin Londra'sinda dinlemek isterdim ama napalim bize de Moda'dan gozuken Kalamis koyu manzarasi, denize nazir banka oturmus bir cift, onlarin yanina usulcana coreklenmis sokak kopeginden ibaret bir ortam nasipmis. Yemin ediyorum arabayi park ettik, bir sure inmek istemedim. Parcanin bitmesini bekleyelim. Iyi de ettim.

A Whiter Shade of Pale'i bir sure dadandigim Joe Cocker best of'undan hatirliyorum en cok sanirim. Ama bu parca da tam bir 'Ain't No Sunshine' ya da 'Hasta Siempre' vakasi sanirim. Coverlamayan yokmus, wikipedia'da uzun bir liste cikti karsima. Siraliyorum bir kismini. Sarah Brightman, Zakk Wylde, Johnny Rivers, Bonnie Tyler, Joe Cocker, Eric Clapton feat. Ringo Starr, Michael Bolton, Sammy Hagar. Sarkiya bu aksam rastlamam ise ("parca seni buluyor abi!") cok daha abuk bir sekilde oldu desem yeridir. Radyo 3'te (cok alakasiz) bizim Cumhurbaskanligi Senfoni Orkestrasinin Edvard Grieg konserini canli yayindan dinlerken ara verildi, spiker "simdi unlu muzisyen Fausto Papetti'nin populer Bati muzigi parcalariyla 15 dakikalik bir aramiz" anonsunu yapti ve kirk saattir anlatmaya calistigim tanidik melodi calmaya basladi. Fausto Papetti dedigin bildigin asansor muzigi, yok o kadar haksizlik etmeyelim, yanik suratlarla ellerinde tabaklar acik bufeden yemek secmeye calisan her sey dahil tatil koyu insanlarina arkadan eslik eden gun batimi muzigi saksofoncusu (turkcemizdeki zincirleme isim tamlamalarina giris ZITG 101). Tabii ki parcanin beni ve daha bircok insani, youtube yorumlarindaki ictenlige sapka cikariyorum buradan, yakalama nedeni (catchy tabiati yani) genel gidisata hakim olan hammond organ ve ona eslik eden Bach'imsi melodi. Matthew Fisher isimli amcam sorumluymus soz konusu org tonundan, grubun o donemki bir elemani olaraktan.

Lafi cok uzattim. Ilk basta vermeye calistigim romantizmin icine ettim. Farkindayim. Parcayla ilgili daha fazla biografik detaya luzum yok diye dusunuyor ve yazimi simdilik noktaliyorum. Klibe eslik eden Hammond kesmediyse gayet populist bir yaklasim ile Bach'tan "Air on the G string" diyorum.

Hiç yorum yok: