3 Şubat 2008 Pazar

A plague on both your houses!

Fotografi gecen yazida bir baslangic noktasi olarak sunmus ve sifirdan baslamaktansa, gorsel materyalin cagristirdiklarini yaziya dokmenin kimi konusmak istedigim konularda bana kolaylik saglayacagini soylemistim. Tabii olabildigince NTV'deki 'Ve Insan' programinin fotograflari arkasinda kullanilan agdali ve de duygusal dilden kacinarak.

Gorsel materyal bir yana belli bir tabir, alinti ya da replik de benzer sekilde Yazana (Yaradana der gibi) ilham kaynagi olabilir. Ki bana taa orta-1'de girdigimiz 'Kompozisyon' dersi sinavlarindan beri yarari dokunmustur. Bir cumle, bir fikir, bir tasvir hesabi. Kelime etimiyolojisi yetmiyormus gibi ibare, tabir, tumce ya da deyim ne derseniz artik, kisaca kelime kombinasyonlarinin tarihini kurcalamak da oldum olasi okuyanin insanin ilgisini cekmis ve de nacizane fikrim insanlarin dusunce-dolayisiyla-yasam yapilarina sekil vermistir. "Dil hayatimizi, benligimizi ele gecirdi!" tarzi postmodern tartismalara girmeden ilk deyimimize gecelim.

'A plague on both your houses' gecen aralik ayinda tesaduf eseri edge.org'daki bir populer bilim makalesinde karsima cikan bir tabir. Daha dogrusu bir Romeo ve Juliet repligi. Bizim Faruk Birtek'e sorarsaniz Shakespeare gelmis gecmis en etkili politika bilimcisi ya da teoricisi. Kendi sadece tiyatro yazmis ama masallah oyunlari Bati dunyasinin beyinlerine sizmis, iliklerine islemis (bu Faruk Hoca'nin degil benim fikrim). Burada vurgulamak istedigim ne klasisizm ne de evrensellik. Istemdisi analoji (seslisozlukten baktim, ornekseme diye geciyormus turkce'de bu laf, ilginc tabi) ya da cagrisimlardan, aklin yolunun kimi zaman ayni guzergahtan gecmesinden bahsediyorum. Bati dilleri ve edebiyati bolumunden dersini almasa da, az biraz Shakespeare bilen, duyan, baska bir eserde esin kaynagi olmasindan oturu onun turevine maruz kalan herkes, gunluk hayatinda karsilastigi politik bir meselede ucundan ya da kiyisindan da olsa, mutlaka eserlerinden bir parca hatirlayacak, durum karsilastirmasi yapacaktir. Bu politik mesele diplomasi, entrika, muzakere, munazara, hitabet sanatiyla topluma seslenme, ask mi aile mi ikilemi (yenilik mi gelenek mi de diyebiliriz ki bu analoji de ayri bir yazinin konusu olmaya namzet sanirim), guc-cikar iliskileri, iktidar hirsi, vefali olma dogrultusunda karsilasilan sefa mi cefa mi yol ayrimi, vs. vs. olabilir.

Genelden ozele geri donus yapacak olursak 'a plague on both your houses', 'her iki aileye de (tarafa da) lanet olsun' seklinde turkceye cevrilebilecek bir obek. Hangi baglamda kullanildigi Romeo ve Juliet'in hikayesine bilenlere asikar olmali. Romeo'nun deli dolu arkadasi Mercurio, Juliet'in kuzeni Tybalt tarafindan bicaklandiktan sonra ofkeyle haykirir etrafa:"her iki tarafa da lanet olsun!" Lanet okumak geliyor cogu zaman insanin icinden ortasinda kaldigini dusundugu hicbir yere baglanmaya niyeti olmayan tartismalara ve de tartisanlara. Kutuplasmanin oldugu her mevzu icin gecerli bu. Olayin kuramina, girizgahina kafa yormaktan edebi kismini ballandiracak enerji kalmadi. Nedir diyorsaniz.. Acin herhangi bir gazeteyi (zaman belirtmiyorum ozellikle), okuyun. Oturun bir yemek sofrasina, dinleyin. Istirak edin bir entelektuel tartismaya, toplumsal meselenin ele alinmasina. Cildirin.

2 yorum:

Omer Gokcumen dedi ki...

Tabi aynı analojiler ve metaforlar, aklın yolunun aynı olduğu izlenimini yaratırlar gib duruyor. Hatta muhtemelen bu tip analojik ve metaforik yapılar içinde kuruluyor dilin demir parmaklıkları... Fekat, bu kuruluş sadece dilin tarihsel gelişimi ile mi açıklanmalı, yoksa beynimizin ve dolayısı ile genlerimizin kurduğu meta çatılar üzerinden mi... Nereye kadar kültür, nereye kadar biyoloji...

mekinci dedi ki...

kültür mü biyoloji mi tartışmasına da lanetlerimi gönderiyorum buradan. toefl hazırlık kitaplarındaki sözde akademik metinlere bile zerk etmiş bu mevzuu. meta çatılar örülmüş papua yeni gineli kavimlerin gender algılarının üstüne. cık cık cık. kahrolsun postmodernizm, postyapisalcilik...