6 Mart 2008 Perşembe

There will be Brahms (or Blood whatever)



"Cadenza often refers to a portion of a concerto in which the orchestra stops playing, leaving the soloist to play alone in free time (without a strict, regular pulse) and can be written or improvised, depending on what the composer specifies. This normally occurs near the end of the first movement, though it can be at any point in a concerto; an example is Tchaikovsky's First Piano Concerto, where in the first five minutes a cadenza is used. It usually is the most elaborate part that the solo instrument plays during the whole piece. At the end of the cadenza, the orchestra re-enters, and generally finishes off the movement on their own, or, less often, with the solo instrument."

Yukaridaki tanımı wikipedia'dan direk aldım, çünkü öbür türlü cadenza denen terimi anlatacağım-tanımlayacağım derken ne lafı toparlayabilecektim ne de bu terim üzerinden (klasik müzikle bu kadar 'alaylı' (hani mektepli olmayan) bir şekilde ilgili olup, onla ilgili spefisik terimleri başka şeylere bağlamak zor bir şey olsa gerek) vurgulamak istediğim noktaya gelebilecektim (Bakın hala gelemedim!).

Brahms yukarıda dinlemekte olduğunuz keman konçertosunu 1878 yılında çok sevdiği dostu, kemancı Joseph Joachim için yazmış hatta ve hatta solo kısımların bestelenmesi ve notaya dökülmesi sırasında Herr Joachim'in yardımına ziyadesiyle ihtiyaç duymuş. Cadenza diye adlandırdırılan doğaçlama, solistin orkestradan bağımsız coştuğu anlar kuşkusuzdur ki siz değerli dinleyici ve okuyucuların da dikkatini çekmiştir. Tıpkı Daniel Day Lewis'in (boşuna Oskar vermemişler adamcağıza) There Will Be Blood'da sinema izleyicisinin dikkatini çekmesi gibi. Ya da filmdeki Sunday kardeşlerin ikisini de başarıyla oynayan Paul Dano (hani şu Little Miss Sunshine'da, odasında kocaman Nietzsche resmi olan, bir süre hiç konuşmadan oynayan çocuk).

Paul Thomas Anderson, There Will Be Blood'ın seyrek ama etkili, 'cadenza'vari öğeler içeren oyunculuklarının ne kadarını önceden planlamıştı bilinmez ama Credits'in devreye girmesiyle patlayan Brahms'ın kemanı, yarım saattir kelimelere dökmeye çalıştığım söz konusu analojiyi zihnime anında çakıverdi. Bravo sana Anderson ve de Brahms. Bravo sana Gidon Kremer ve de Daniel Day Lewis-Paul Dano ikilisi. Bravo sana Viyana Filarmoni ve de There Will Be Blood film ekibi. Geriye sadece notalar ve çağrıştırdıkları görsel malzeme kalıyor.

Hiç yorum yok: